Tatil Başlarken İzlediğim Filmler: Anyone But You, The Best of Me, The Map Of Tiny Perfect Things

 Merhabalar!

Bu aralar çeviriden biraz uzaklaşan bir çevirmen ve derslerden bunalmış bir öğrenci olarak tatili de fırsat bilip birkaç filme bakmış bulundum. Bir tanesini Twitter üzerinden görmüştüm ama diğer ikisi kendi açtığım filmlerdi. Sizlerle de filmleri ve filmler hakkındaki fikirlerimi kısa paylaşmak istedim!

ANYONE BUT YOU

Bu filmi Twitter'da gördüğüm bir gönderi üzerine listeme almıştım aslında. Gönderinin sahibi 2000'lerin başlarına götüren bir film olduğunu ve beğendiğini yazmıştı. Benim de bu ara genel olarak aradığım yapımlar Amerikan ve romantik yapımlar olduğu için ve de tam 2000'lerin başlarındaki havada filmler olduğu için büyük bir hevesle açtım. Ancak ne yazık ki bu  film benim için tam bir hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Afişine de bakınca naif bir hikaye beklemiştim ama tam da zamanımızın filmleri gibi belden aşağı çalan ve cinsellik üzerinden giden bir filmdi. İstenilse çok daha güzel yazılabilecekken açık sahneler sebebiyle bir yerden sonra bırakmama sebep oldu. Bu filmden çok daha güzel ve çok daha iç ısıtan hikayeler izlediğim için kesinlikle tavsiye etmiyorum diyeceğim yapımlar arasına girmiş bulunmakta. 

THE BEST OF ME (2014)

İzlediğim bir diğer film de The Best of Me oldu. Bu filmin hem afişi hem de konusu çok dikkatimi çekmişti. Yıllarca birbirini seven iki kişinin ayrı hayatlar yaşarken birden bir cenaze sebebiyle bir araya gelip aslında birbirlerini hala ne kadar çok sevdiklerini kendilerine itiraf ettikleri güzel bir filmdi. Filmde gençlik yıllarını farklı orta yaşlı yıllarını farklı oyuncular oynadığı için biraz bağlantıyı kurarken sıkıntı yaşamadım değil. Çünkü gençliklerini oynayan oyuncular fiziken epey farklıydı. Filmle ilgili hoşuma gitmeyen kısım kadının evliliğini bitirmeden bunu fark etmesi ve adamla yakınlaşması oldu. Onun haricinde gençlik yıllarını çok keyifle izledim diyebilirim. Oğlan çok saf ve güzel seviyordu. Kız da bambaşka dünyaların insanları olmalarına rağmen oğlana karşı çok girişken davranıp onu açtı. O yüzden izlenebilir filmlerden biri olarak sizlere de tavsiye edebilirim.

THE MAP OF TINY PERFRECT THINGS (2021)

Üçüncü ve son izlediğim fim ise The Map of Tiny Perfect Things'ti. Bu filmi nereden ve nasıl anlatmayaa başlasam bilmiyorum. Müthiş bir hikayeydi. Baştan sona çok iyi yazılmış bir hikayeydi ve hikayede iki karaktere de o kadar anlamlı ve dengeli yer verilmişti ki, anlatamam. Filmde Mark adındaki gencin her gün aynı günü yaşamasıyla hikayemiz başlıyor. Bu zaman içindeki sıkışmışlığın içinde her gün olan şeyleri nasıl ezberlediğine ve bu döngünün içinde onu kurtaracak bir şey aradığına şahit oluyoruz. İşte tam o sırada Margeret adındaki kızımız ortaya çıkıyor ve onun da her günü yaşadıklarını fark ettiğinde Mark onun peşine takılıyor ve artık her günü beraber geçirmeye başlıyorlar. Zamanla Mark, Margeret'a karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor ama Margeret bir sebepten ötürü ondan uzak duruyor ve arkadaş olarak devam etmeleri gerektiğini söylüyor. Tüm bunlar olurken Mark bu çıkmazdan da kurtulmak istediğini söylüyor ve bir çıkar yol bulmaya çalışıyor. Margeret bu işe biraz gönülsüz yaklaşıyor ve belki de çıkmazdan kurtulmaya en yakın anlarında bir kırılma gerçekleşiyor. Spoiler vermek istemiyorum, filmi izleyip kırılma anlarını kendiniz görün. Sizlerin de çok beğeneceğine inandığım bu bilim kurgu ve romantizmin iç içe geçtiği yapımı şiddetle tavsiye ederim. Bence son yıllarda çıkmış en tatmin edici yapımlardan biriydi. Aslında sıradan gördüğümüz hayatın içinde fark etmemiz gereken ve önemsemediğimiz ama çok kıymetli şeylere de çok güzel vurgu yapılmış. Filmin bir noktasında bunu fark ettiğinizde yüzünüzde de sıcacık bir gülümseme beliriyor istemsiz şekilde. Umarım sizler de izlediğinizde benim kadar keyif alırsınız!

İşte tatil başlarken izlediğim üç film bunlardı. Eğer siz de bunları izlediyseniz sizlerin de yorumlarını almak isterim. İzlemediyseniz de izledikten sonra yorumlarınızı beklerim. 

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hepinize iyi bayramlar!