#JapanFansFilmAyı: Museum (2016) - ID; Peace M

#JapanFansFilmAyı: Museum (2016)


 


Öncelikle bu filmi isteyen Japan-Fans üyemize teşekkür ederim.



Bu filmi aslında aylar önce, ilk istek yapıldığında izlemiştim. Normalde gerilim/aksiyon dalında Japon yapımlarını hep bir tık önde görürüm. Bu film de onun kanıtı olan bir filmdi. Özellikle Shin Oguri'nin BorderCrisis gibi polisiye yapımlarını çevirirken izlemem de  ayrı bir kolaylık sağladı diyebilirim.








Filmin çeviri sürecinde bahsedeyim biraz. Bu filmin çevirisi şu an halihazırda güncel olarak takibini yaptığımız dizilerden olan Kikazaru Koi ni wa Riyuu ga Atte'nin kaynak çevirisini yapan Furritsu tarafından yapılmış. Bu benim açımdan çok avantajlı oldu. Çünkü yaklaşık iki aydır tarzına alışık olduğum bir çevirmen, dolayısıyla nerede neyi düşünerek yazdığını bildiğim için çeviri su gibi aktı diyebilirim. Kendisinin zaten çok ağır ve ağdalı bir çevirisi olmuyor. Gayet anlaşılır ve net çevirir. İngilizcesinden izleyenler de olduysa muhakkak bana katılacaktır. O yüzden çeviriyi normalde çevirisini yaptığım diğer filmlere oranla daha hızlı yaptım diyebilirim. 






Bir seyirci gözünden ise Museum benim en beğendiğim yapımlar arasına girdi. Özellikle sinematografisi çok başarılıydı diyebilirim.



[SPOILER]






Filme başlar başlamaz kasvetli havaya hemen giriyorsunuz. Film, evin içindeki sıradan bir aile sohbetinin sesiyle ve fotoğraflarla başlıyor. Daha sonra baş karakterimiz olan Dedektif Sawamura'nın uyanmasıyla film; hızla bizi asıl meseleye, asıl hikayeye götürüyor. Film, genel manada sonu ön görülebilecek gibi görünse de bana göre sıradışı ilerleyen bir hikâyeye sahipti. Genelde başlarda gördüğümüz bir karakterin katil olmasını bekleriz ama burada tamamen farklı biri çıkıyor. Özellikle daha önceki bir cinayetten yola çıkarak çözmeye çalıştıkları bu güncel seri cinayet vakasında siz de izlerken ''Herhalde adam kardeşiydi de öcünü falan alıyor'' diyorsunuz ama olay aslında bambaşka çıkıyor. Ceza kesme yöntemi ve cesetlere sanat eseri olarak bakması açısından film bana değişik geldi. Bu cesetlere uyguladığı yöntemlerden beni en dehşete düşüreni en başta gösterilen kristal sıvı içindeki kızla sonda ''gerçekten öldürüp etini yedirdi'' sanırım dediğiniz Dedektif Sawamura'nın ailesi üzerinden yaptığı çalışmalar olmuştu. Adama daha hamburger atarken midem bulanmıştı ve sanırım kusacağım diye içimden geçiriyordum. Çünkü o kadar iyi vermişler ki, direkt olarak adamın bunu yapabileceğini düşünüyorsunuz. Sonda o şekilde çıkmadığı için gerçekten çok rahatlamıştım diyebilirim.



Bir diğer şaşırtıcı kısmı da katille doktorun kardeş çıkmasıydı. Ne kadar Dedektif Sawamura ona UV alerjisi olanları sormaya gitse de kadının kardeşi çıkacağı aklıma gelmemişti  :relief:  


Filmi en başta izlerken benim öngörüm katilin soruşturma dahilinde yakınlardan biri çıkacağına dairdi. İlk köpeğe yem olarak öldürdüğü kızın evine gidince ''kesin bu sevgilisi'' falan demiştim  :D  Öyle olmadı tabii ki. Filmde en üzüldüğüm kısım da Nishino'nun çatıdan katil tarafından atılıp öldürülmesiydi. Çok sarstı, keşke ölmeseydi deyip durdum.







Katilin UV alerjisi de bana kendi güneş alerjimi hatırlattı. Bazen psikolojik faktörler gerçekten olmayacak alerjik reaksiyonlara sebep oluyor. Bu adamınki had safhadaydı ama, çok şükür benimki o kadar ilerlememiş dedim ve şükrettim resmen :P




[SPOILER]



Genel olarak benim aklımda kalan şeyler böyleydi. Arada bir açıp izleyebileceğim filmler arasına girdiğini söyleyebilirim. Umarım sizler açısından da hem çeviri hem de filmin konusu ve prodüksiyonu itibariyle seyri keyifli bir film olur veya olmuştur.  Bu arada filmin sonunda da One Ok Rock'ın Taking Off şarkısı çalıyor, sakın hemen kapatmayın  :rolleyes:




Etkinlik kapsamında izlediğiniz filmlere sizler de yorumlarınızla katkıda bulunursanız biz çevirmenleri ve Japan-Fans ekibini çok mutlu edersiniz  :angel:


Herkese çok teşekkürler :) 

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.