Uzun Zaman Sonra Bir Amerikan Dizisi: Z Nation - ID; Peace M

Uzun Zaman Sonra Bir Amerikan Dizisi: Z Nation

 Çok uzun bir aradan sonra bir Amerikan dizisiyle buradayım!





Geçtiğimiz aydı sanırım, canım bir Amerikan dizisi izlemek istedi ve pek romantik bir şeyler izleme havamda olmadığım için de yine böyle salgınlı, felaketli bir şeyler izleyeyim dedim. Listemde de Z Nation vardı. Aslında ondan biraz önce Amazon'da Soldiers or Zombies diye bir dizi izlemiştim ama yarı İspanyol yarı Amerikan olduğu için onu saymadım 😅 Neyse işte, bir başlayayım dedim ve dün bitirdikten sonra iyi ki izlemişim dedim.


Amerikan dizilerinde son beş-altı yıldır en rahatsız olduğum şey aşırı çıplaklık vs. olmasıydı. O yüzden dizileri seçerken biraz dikkat etmeye çalışıyordum. Z Nation ne kadar felaket dizisi olsa da bir tereddüt ettim ve biraz baktıktan sonra ufak tefek şeylerin dışında çok sakıncalı sahnelerin olmadığı kanısına vararak diziye başladım. Başlangıçta epeyce olaylı başladı tabii ki ve ister istemez aynı hareketlilikte devam eder mi diye bir sorguladım çünkü dizi beş sezounluk bir dizi ve ister istemez uzun soluklu dizilerde bir düşüş olabiliyor. 







İlk sezon elbette olayı anlamaya çalışmakla ve karakterleri tanımakla geçiyor. Dizinin baş karakterleri Roberta Warren, Doc, Addy, 10K, sonradan olaya dahil olan Citizen Z ve pek tabii olayın odak konusu olan Murphy. İlk sezonun ilk bölümünde Lost dizisinden çok iyi tanıdığımız Harold Perrineau Jr.'ı görünce onun da kemik kadroda olduğunu sanmıştım ama en son bölüme geldiğimde kemik kadro hiç tahmin ettiğim gibi olmadı. İlk sezonun bir diğer karakteri Roberta'ya yakınlığı ile dikkatimi çeken Tom Everett Scott'ın hayat verdiği Charles Garnett'ti. Kendisini ilk defa bu diziyle izledim diye tahmin ediyorum çünkü zihmini yokladığımda başka bir yapımı aklıma gelmedi. Bu dizideki performansını beğendiğim bir isim oldu. 











Dizideki tanıdık simalar burada son bulmuyor tabii. Benim her sene izlediğim Twilight serisinden çok iyi bildiğimiz Micheal Welch de dizi kadrosunda yer alan bir diğer isimdi. Twilight'taki karakterinden farklı olarak burada daha güçlü biri olarak karşımıza çıkıyor. Kendisi bir buz hokeyi oyuncusu ve Addy ile sevgililer. Tabii ne kadar güçlü gösterseler de benim aklımdaki o Mike asla gitmiyor 😂





Kemik kadro ise çok tanıdığım isimlerden oluşmuyordu. Özellikle biraz araştırınca 10K karakterini canlandıran Nat Zang'in tek rolünün bu olduğuna ve başka projesi olmadığına rastladım. Bilmiyorum, belki iyi bir araştırma yapsam görürdüm ama şöyle bir baktığımda bir şey göremedim. Sadece beni en şaşırtan şey aslen kendisinin sarışın olması ve bu rol için özel olarak saçlarını siyaha boyatmış olmasıydı. Kemik kadroda tek tanıdığım isim DJ Qualls'tı. Onu da yine Lost'tan biliyordum. 


Neyse, kadro ile bu şekilde bir tanışma ve hatırlamalar sonrası gelelim diziye. Dizinin ilk sezonunda beklediğimin üstünde bir verim almam sonraki doğrudan ikinci sezona geçtim. Tabii ki bu bir kıyamet senaryosu olduğu için yolda kayıplar kaçınılmaz oluyor ve sevdiğim bir isim gitti. Diziyi altyazısız ve dıblajsız izlediğim için bazı ifadeleri İngilizce haliyle kullanacağım ve bunlardan ilki Mercy kelimesi olacak. Dizi başlarken de zaten introda o "Mercy~~~Yeah~~~" sesini duyuyorsunuz. Bu Mercy kelimesinin numarası şu: normalde her zombi yapımında olduğu gibi burada da zombilere silah işlemiyor. Sadece kafalarından vurarak öldürebiliyorsunuz. Bu dizide de yine kafalarından vurarak öldürüyorlardı ve öldürürken "I give you mercy" diyorlardı. Bu dizide farklı olan bir diğer husus da, insanlar ister eceliyle ölsün, ister bir zombi ısırığıyla, her şekilde zombiye dönüşüyorlardı. O yüzden ilk sezonda Warren'ın bir kadını ölüm döşeğindeyken kafasından vurduğunu görüyoruz. Bunun sebebi tam olarak bu. Bir dakika ya, bütün ayrıntılara girersek bu yazının sonu gelmeyecek 😂 Ben şöyle gemel hatlarıyla hoşuma giden taraflarına değinerek devam edeyim.





Ehem... Z Nation ile ilgili hoşuma giden noktalardan biri öncelikle başta da bahsettiğim gibi gereksiz cinsellik vs. olmamasıydı. Ekibin arasında gerçekten güzel bir bağ vardı. Tamam, bazı ikili ilişkilerde istediğimi alamadığım zamanlar oldu ama sonunda güzel toparladılar (Warren dışında). Warren'ın Addy ile olan kız kardeş bağı, Doc ile 10K arasındaki o baba-oğul samimiyeti, Murphy ile Doc'ın esprileri, Citizen Z ile o kadar yokluğun içinde ufak ve samimi sohbetleri, Kaya and Tha Skya'nın kendince soğuk gibi duran ifadesi ile aslında içten sevgisi, Red ile 10K'in gerçek aşkı, Sun Mei'nin idealistliği, Murphy'nin arada bir vicdansızlığı tutsa da ekibi, özellikle de Warren'ı asla bırakmaması ve o değişik baba sevgisi, bunların hepsi çok hoşuma giden şeylerdi. Dizinin bir diğer hoşuma giden noktası da karakterlerin travmalarını güzel işlemiş olmasıydı. Tamam, bazı yerlerde eksik kaldığı ve saçma bulabileceğiniz şeyler vardı ama inanın diğer bu tarz dizilerde olduğu kadar bile değildi. Bazı mistik unsurları bile güzel yedirmişler. Ara ara eskilere atıf bile vardı. Bölümün birinde Geleceğe Dönüş'teki Doktor ve Marty olarak görebilirsiniz Doc ve 10K'yi! 





Bu arada bilenler bilir ben daha önce KimiSeka da çevirmiştim. Eğer benim gibi iki diziyi de izlediyseniz bu sapkın tarikat olayının iki dizide de olduğunu göreceksiniz. İnsan izlerken diyor ki "Yahu bu kadar adam canının derdinde, bu nasıl bir kafa?" ama işte senaryo bu ya, oluyor. Tabii ki her şey çok güzel olmuyor her zaman. Dediğim gibi, arada sevdiğiniz karakterler ölüyor, olmadık olaylar oluyor. Bazı mantıksızlıklar ve sıkıcı diyebileceğiniz bölümler de oluyor ama bunlar dizinin bir anlamda belli bir yerde enerjisini boşaltıp kendine gelmesi için de gerekiyor. 






Asıl hoşuma gidense esprilerin gerçekten güzel olmasıydı. Yerinde ve insanı güldüren şeylerin olması gerçekten iyi oluyor. Hele de anadilinde izlediğinizde çok daha iyi oluyor, o yüzden belli bir İngilizce seviyesinde olanların muhakkak anadilde izlemesini tavsiye ederim. Çünkü dil itibariyle de çok yoran ve anlaşılması zor bir dili yoktu. Karakterlerin dinamikliği ve bazı yerlerde senaryoda "lütfen şu asla olmasın" dediğin şeyler olsa da, sonuç olarak insanı tatmin eden bir dizi diyebilirim. Özellikle boşlukta benim gibi kafanızı dağıtmak adına izlerseniz benim gibi memnun olursunuz.



Velhasıl böylece bir dizinin daha sonuna geldik. Bu dizide bahsedilen bir Black Summer dönemi vardı, onun da dizisi varmış sanırım. Muhtemelen bundan sonra onu izlerim dizi olarak ama ondan önce birkaç film izleme niyetim var. Tabii çevirilerden fırsatım olursa 😅






Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim. Umarım benim gibi siz de beğenirsiniz bu diziyi.


Yeni bir gönderide görüşmek üzere!



Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.